Bleaching (Diş Beyazlatma)
Bleaching yöntemi ile diş beyazlatma klinik ortamında diş hekimi tarafından uygulanan bir diş beyazlatma yöntemidir. Günümüzde gelişen teknolojilerle birlikte başarı oranı yükselen ve güvenilir bir diş beyazlatma yöntemi olarak öne çıkmaktadır.
• Bu yöntemde öncelikle diş etlerini korumak için koruyucu bir tabaka yapılır.
• Ağartıcı kimyasal jel açıkta bırakılan diş yüzeylerine diş hekimi tarafından uygulanır.
• Dişlerin üzerine özel ışık kaynağı belli bir süre tutulur.
• İşlem sonrasında sonuç hemen görülebilir. Gerekli temizlikler yapıldıktan sonra işlem tamamlanır.
• Oldukça etkili olan bleaching diş beyazlatma yöntemi genellikle tek seansta sonuç verirken renklenmenin derecesine göre seans sayısı artabilir.
Bleaching (Diş Beyazlatma) Yöntemleri;
Diş beyazlatma (bleaching) metotları üç ana grupta toplanır:
• Kimyasal Bleaching (Diş Beyazlatma)
• Fototermal Bleaching (Diş Beyazlatma)
• Fotokimyasal Bleaching (Diş Beyazlatma)
Kimyasal Bleaching (Diş Beyazlatma)
Bu teknikte diş beyazlatıcı jel özel olarak yapılmış diş kalıpları yardımıyla dişlere uygulanır. Ancak kimyasal diş beyazlatma tekniğinin diş minesine bir miktar olumsuz etkisinin olabileceği unutulmamalıdır. Çeşitli kozmetik ürünler arasında da satılabilen bu kimyasallar mutlaka bir diş hekimi gözetiminde kullanılmalıdır.
Fototermal Bleaching (Diş Beyazlatma)
Bu yöntemde de yine bir miktar özel bir jel kullanılır. Ancak önceki metottan farklı olarak yüksek enerjili özel bir ışın demeti yardımıyla uygulanır. Işık kaynağı bir seri LED veya diyot-lazer den oluşabilir. Yine bu yöntemde de muhtemel olumsuz etkilerin olabileceğinden mutlaka dişhekimi gözetiminde yapılmalıdır.
Fotokimyasal Bleaching (Diş Beyazlatma)
Bu diş beyazlatma yönteminde beyazlatma jeli bir UV-lamba (mavi ışık) veya bir KTP lazeri (yeşil ışık) kullanılarak aktive edilir. Bu metodu diğerlerinden ayıran özellik ise kullanılan ışık kaynağının da ayrıca dişi beyazlatıcı etkisinin olmasıdır (foto oksidasyon). Bu uygulama dişler üzerinde daha derin bir beyazlatma sağlar. UV-Işık kullanırken çevre dokular (dudaklar dişetleri dil vb.) muhtemel yanık yaralanmalarına karşı iyi korunmalıdır. KTP lazeri kullanırken ise yanma riski yoktur ancak dişetleri beyazlatma jelinin sızıntılarına karşı korunmalıdır (gingiva block). KTP lazeri ile beyazlatmanın büyük bir avantajı da; geniş bilimsel araştırmalar sonucunda diş minesi üzerinde yan etkilerinin gözlenmemiş olmasıdır. Diş beyazlatma işlemi sonrasında yapılacak florid uygulanması diş minelerini güçlendirir ve çürümeleri önler.
Porselen diş kaplama ne zaman gereklidir?
Aşırı madde kaybı olan dişlerde kanal tedavisi olan dişlerde veya diş eksikliği gibi durumularda dişlerin üzerine porselen kaplama veya zirkonyum diş bazen de porselen diş köprüsü veya zirkonyum diş köprüsü uygulanır.
Diş kaplaması dişe zarar vermez aksine yapıldıklarında dişinin ömrünü uzatabilirler. Estetik nedenlerle dişlerin kaplanması tamamen hastanın isteği ve beklentisi ile uygulanır. Günümüzde metal destekli kaplamaların yerine estetik zirkonyum destekli diş kaplamaları tercih edilmektedir. Zirkonyum destekli diş kaplamalarda kesilmesi gereken diş miktarı metal porselen diş kaplamalarına göre daha azdır. Metal altyapılı porselen kaplamalar diş eti kenarında gri bir yansıma yapabilir. Bu renk yıllar içerisinde koyu mor dişeti rengine dönüşmektedir. Zirkonyum larda altyapı maddesi beyaz olduğu için diş eti kenarında renk değişikliği oluşmaz. Gerek zirkonyum alt yapılı gerekse metal alt yapılı diş kaplamalarında üstyapı porselen olarak uygulanır.
Diş kaplamalarının hazırlanması için en az 2 en çok 4 seans işlem yapılması gerekebilir. Öncelikle dişler köprü veya kaplama için hazırlanır. Dişlerin üzerinden yapılan aşındırmayla dişler küçültülür ve ağzın ölçüsü alınır. Alınan ölçü laboratuvarda önce altyapı metal veya zirkonyum olarak hazırlandıktan sonra kapanışın ve kesik dişlerin durumuna göre ihtiyaç varsa prova için diş hekimine gönderilir.
İhtiyaç olmayan durumlarda bu alt yapının üzerine estetik porselen kısım hazırlanır ve ağızda provası yapılır. Diş kaplaması yapılan dişlerde bazen kanal tedavisi yapılması gerekebilir. İleri derecede hassasiyet yapan veya gece kendiliğinden ağrıyan dişlerde kanal tedavisi çözüm olabilir. Ancak kaplama yapılan her dişe kanal tedavisi yapılması gerekmez. Çünkü kanal tedavisi sırasında da oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle dişi kaybetme riski olabilir.
Lazer uygulamaları 60'lı yıllardan beri tıp alanında kullanılmaktadır. Diş hekimliği kliniklerinde yaklaşık 20 yıldır kısıtlı alanlarda kullanılan lazer cihazlarının bu süre içinde lazer teknolojisinin ilerlemesiyle klinik uygulama alanı genişlemiştir.
Lazer nedir? Nasıl çalışır?
Lazer kelimesi "Işığın Uyarılarak Güçlendirilmesi" olarak açıklanabilir. Lazer cihazı temel olarak bir ışık güçlendiricisidir. Lazer cihazı tarafından oluşturulan ışık dalgaları elektromanyetik enerjinin bir formudur. Diş lazerleri atomize su spreylerinin lazer enerjisi ile birleşmesi sonucunda elde edilen hidrokinetik enerji prensibi ile çalışır.
Lazer diş hekimliğinde nerelerde uygulanır?
Yeni diş lazerleri ile hem yumuşak doku (damak) hem de sert doku(diş minesi) işlemleri rahatlıkla yapılabilmektedir.
Bu uygulamalardan bazıları:
· Diş çürüklerinin temizlenmesi diş dolguları
· Kanal tedavileri
· Çene kemiğinde ve dişetinde her çeşit cerrahi işlemler dişetinin şekillendirilmesi
· Hassas dişlerin hassasiyetinin giderilmesi
· Diş beyazlatma
· Koyu renkli dişetlerinin renginin açılması
· Ağız yaraları aftların tedavileri
Lazer uygulamalarının avantajları:
· Yeni nesil diş lazeri ile dişe ve diğer dokulara temas etmeden çalışmak mümkündür. Bu sayede ısı titreşim ve sürtünmeye bağlı ağrı oluşmayacağı için dişi uyuşturmaya gerek kalmayabilmektedir. Bu nedenle diş hekimi korkusu olan her yaş grubu hasta için tercih edilebilir.
· Lazer kullanılan bölgede %100 dezenfeksiyon ve sterilizasyon sağlanmaktadır.
· Gücü ayarlanabilen lazer ışınının çürük dokuyu seçici davranması az madde kaybıyla tedavinin tamamlanmasını sağlar. (Dişten sadece çürük bölgeyi kaldırır.)
· Lazer ile yapılan cerrahi uygulamalarda işlem esnasında neredeyse hiç kanama olmamaktadır. Her cerrahi uygulama sonrasında ortaya çıkabilecek komplikasyon şişme ve rahatsızlık olasılıkları azalmakta ve daha hızlı bir iyileşme sağlanmaktadır.
· Lazerli "diş beyazlatma" işlemlerinde çok kısa sürede daha iyi sonuç almak mümkündür.
· Diş etlerinde genetik olarak aşırı derecede mor renklenme (hiperpigmentasyon)bulunan hastalarda 3 veya 4 seansta lazer ile soyma (peeling) yapılarak bu sorun ortadan kaldırılabilmektedir.
Lazer uygulamaları ile halk arasında lazerli dolgu diye bilinen ve bir ışık kaynağı ile sertleştirilen kompozit dolgu uygulamaları birbiriyle karıştırılmamalıdır.
Lazer ile Diş Hekimliğinde Ne Gibi Tedaviler Yapılabilir?
· Delight Lazer ile ağız içinde sert ve yumuşak dokuları ilgilendiren her türlü tedavi yapılabilir.
· Dişlerdeki çürük dokuların temizlenmesi
· Kemik içinde gömülü kalmış dişlerin çekiminde kemiğin uzaklaştırılması
· Kök ucu kistlerinin temizlenmesi
· Kök kanalı genişletilmesi ve dezenfeksiyonu dişeti infeksiyonu tedavisi
· Estetik amaçlı dişetlerinin kesilerek diş boylarının uzatılması
· Dil ve dudak bağı kesileri ağız içi aft ve ülser tedavisi diş hassasiyetlerinin giderilmesi
· Diş etlerindeki hiper pigmentasyona bağlı renkleşmelerin giderilmesi lazer kullanılarak başarıyla yapılmaktadır.
Lazerin Avantajı Nelerdir?
· Çalışırken rahatsız edici ses çıkarmaması
· Titreşim olmaması
· Çoğu zaman anesteziye gerek duyulmaması nedeniyle iğne yapılmaması
· Dişeti operasyonlarında kanama olmaması
· Çalışılan bölgede verdiği ışın nedeniyle steril bir bölge oluşturması
· Tedavilerden sonra hassasiyet ve ağrı oluşmamasıdır.
Diş hekiminden iğne yapılmasından korkan hastalar bunun yanında özellikle de hamilelerde ve kalp rahatsızlığı gibi ciddi hastalığı olan bireylerde; çoğu zaman anestezi uygulaması sakıncalı olduğundan lazer kullanımı oldukça avantajlıdır.
Çocuklar İçin İdeal Mi?
Yaşanan ilk tecrübelerin çok önemli ve hayatın sonraki dönemlerinde de belirleyici olması nedeniyle ilk defa diş hekimine götürülen çocukların tedavisinde iyi bir seçim. Hem anestezi yapılmayacak olması hem de sessiz ve titreşimsiz çalışması çocukların diş hekiminden ve diş tedavisinden kaçmasını engelleyecektir.